Sosyal Medya

Vahiy

Eleştirirken vahye ve vicdanımıza kulak verelim…

Modern dünyanın müminleri olarak her geçen gün bizi biz yapan değerlerimizi farkına varmadan kaybediyoruz. İçerisinde yaşamış olduğumuz zaman dilimi ve toplumsal hayat kişiliğimizi ve kimliğimizi erozyona uğratmaya devam ediyor.



Abdullah Büyük - Yeni Akit

Modern dünyanın müminleri olarak her geçen gün bizi biz yapan değerlerimizi farkına varmadan kaybediyoruz. İçerisinde yaşamış olduğumuz zaman dilimi ve toplumsal hayat kişiliğimizi ve kimliğimizi erozyona uğratmaya devam ediyor. Adeta mekanik, ruhu olmayan bir hayat yaşıyoruz. Meşgalelerimizin çokluğundan, zamanımızın yetersizliğinden şikâyetimiz her geçen gün artıyor. O kadar çok meşgulüz ki kendimize bakmaya bir türlü fırsat bulamıyoruz. Kendimize bakamadığımız için de neleri kaybettiğimizi fark edemiyoruz. Maddede (ekonomide) kazanalım derken hayatın mana ve maksadını kaybediyoruz. Anlamını, maksadını kaybeden bir hayatın yaşayanına vereceği bir mutluluk da kalmıyor. Heyhat ki huzursuzluğumuzun sebeplerini hâlâ kendi dışımızda arıyoruz. Bu çıkmazdan kurtulmak için savunma mekanizmalarımızı devreye koymadan kendimizi murakabeye tabi tutmalıyız. Şahsımıza yönelik dostlarımızın da eleştirilerini dikkatli bir şekilde dinlemeliyiz. Hem murakabemizde hem de başkalarına yönelik eleştirilerimizde öncelikli olarak eleştiri ahlakımızı gözden geçirmeliyiz.

Şimdi hep birlikte Rabbimizin kelamından sadece üç ayet mealini okuyup derin derin eleştiri ahlakımız üzerinde düşünelim:

Ey iman edenler! EÄŸer bir fasık size bir haber getirirse onun doÄŸruluÄŸunu araÅŸtırın. Yoksa bilmeden bir topluluÄŸa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza piÅŸman olursunuz.” (Hucurat Suresi/6)

Hz. AiÅŸe ile ilgili olarak: “Çünkü siz bu iftirayı, dilden dile birbirinize aktarıyor, hakkında bilgi sahibi olmadığınız ÅŸeyi ağızlarınızda geveleyip duruyorsunuz. Hâlbuki bu, Allah katında çok büyük bir suçtur. Onu duyduÄŸunuzda, “Bunu konuÅŸup yaymamız bize yakışmaz. Hâşâ! Bu, çok büyük bir iftiradır” demeli deÄŸil miydiniz?” (Nur Suresi/15-16)

Onlara güven veya korkuya dair bir haber gelince hemen onu yayarlar; hâlbuki onu, Resul’e veya aralarında yetki sahibi kimselere götürselerdi, onların arasından iÅŸin iç yüzünü anlayanlar, onun ne olduÄŸunu bilirlerdi…” (Nisa Suresi/83)

Unutmayalım ki, ölçüsüz ve hedef gözetilmeksizin ve haksız yere yapılan eleÅŸtiriler olumlu deÄŸiÅŸimlere zemin oluÅŸturamayacağı gibi, bireyler arasında mesafe ve buÄŸzun ortaya çıkmasına da sebep olabilir. Sosyal hayatımızdaki eleÅŸtiri üslubumuz incitici ve yaralayıcı bir niteliÄŸe sahip. Ãœmmetin ortak deÄŸerleri olan, toplumumuzun önündeki kanaat önderlerimizi, hocalarımızı eleÅŸtirirken çok acımasız bir tavır takınabiliyoruz. DuyduÄŸumuz söylentileri yukarıdaki ayetlerin bize yüklediÄŸi sorumluluÄŸun gereÄŸi olarak doÄŸruluÄŸunu araÅŸtırmadan yayma yoluna gidiyoruz. Kendimizi eleÅŸtirdiÄŸimiz insanların yerine koyarak, empati ahlakıyla hareket edemiyoruz. Sözlerimiz ve tavırlarımız haddini o kadar aşıyor ki eleÅŸtiri mi yapıyoruz yoksa muhataplarımızı taÅŸa mı tutuyoruz belli deÄŸil. Kısacası usul ve üslup problemimiz eleÅŸtiri ahlakımızda da kendini gösteriyor. Hayatın birçok alanında olduÄŸu gibi eleÅŸtiri ahlakımızda da Nebevi Ölçüleri kaybetmiÅŸiz. Yeryüzünün en nezaketli ve kibar insanı olan Efendimizin nezaket ve ince ruhluluÄŸunu birbirimizden esirgiyoruz.  

Unutmayalım ki eleştiri usul ve üslubumuzda nebevi ölçüleri dikkate almak, sözümüze güç katacak, bireysel ve toplumsal tekâmülümüze olumlu katkılar sağlayarak mutluluğumuza vesile olacaktır.

Cumanız mübarek, dualarınız makbul olsun…  

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.